Levent Cantek / Berat Pekmezci Kitapları
Uzak Şehir
“Yoksula dünyayı sormuşlar eşitmişiz demiş. Babam söylerdi bunu, ezberletmek ister gibi durup durup söylerdi. Eşit olacağız, insandan yana olacağız. İnsan ne için yaşarsa o olur. İnsan, insan için yaşarsa iyi olur. Başkalarına yardım et. Kimse, kimseden üstün değildir. Ve bir sürü palavra… Babam on yıl önce öldü. Dürüst bir insandı ama… Yoksullarla paylaştığımız eşitlikten başka bir şey bırakmadı bana.”
Şimdiki zaman karanlığı… Bir yanda temiz şehir ve hayat ezberleri, diğer yanda büyük bir kör delik, Ankara’nın kenar mahalleleri.
Didişmeler, kıvrana kıvrana ölen umutlar, kostaklanarak konuşan ölüler, parçalayan eksiklikler… Vakti gelince ortaya çıkan muktedirler ve vakit dolarken kapanan defterler… Hırsızlar, katiller, kadınlar ve erkek arkadaşlar… Sağcılar, kazananlar ve dumanlı havalar… Diplerde, derinlerde yaşayan bir kara Ankara… “Kurumuş bir kan kokusu ağzında…”
Uzak Şehir, Ankara üçlemesinin son grafik romanı. 2013’te Dumankara, Hayat Bir Yangındı ile başlayan, Emanet Şehir ile süren üçleme, günümüzde geçen bir kara hikâye ile sonlanıyor. Levent Cantek’in karanlık Ankara’sı, Berat Pekmezci’nin maharetli çizgileriyle koyulaşıyor.
Uzak Şehir, katran ve para kokulu, ölü ve tedirgin edici…
Emanet Şehir
“Bize bu şehri emanet ettiler. Hangimiz Ankaralıyız? Hiçbirimiz. Emanete hıyanet edersen seni burdan kovarlar. Bu parti işleri Ankara’da yapılmasa, başka şehirlerde olsa, buraya hiç dokunulmasa iyiydi.”
Kırklı yılların sonu, Soğuk Savaş’ın başı. Demokratlar iktidara ha geldi ha gelecek… Ankara tedirgin, başka bir dönem başlayacak. Yel üfürecek, sel götürecek, başka bir siyaset çökecek şehre…Komünistler dolanıyor arka sokaklarda, veremliler var hastanelerde, gün batımında kıtlık, gün doğumunda yokluk… Yahudiler İsrail’e göç ediyor… Kısacık akşamlarda şiirden romandan konuşan memurlar toplanmışlar yine…Kırık dökük içki masaları, kavgalar, atışmalar ve Bohemler… Altındağ’da ahşap evler, Yenişehir’de beton apartmanlar…
Şekip ve Orhan iki arkadaş. Şekip, yalancı; Orhan, şair. Faik, bir Hacığa’nın oğlu, Bobstil. Adana’dan okumaya geldi, ticareti biliyor. Kıpkırmızı gülümseyen Fahriye, Şekip’in aşkı. Emel, aykırı bir yolcu, dünya küçük, Şekip’in ev arkadaşı… Şekip, tefrika yazıyor: Feride Celal, Pardayanlar ve İstanbul’un Fethi. Doktor, nasıl anlatsam, yüreğim yanıyor, derdime derman… Kadehler hicrana!
Emanet Şehir, bir Ankara hikâyesi, bir yalancının, başarısız bir yazarın, Şekip’in grafik romanı. Levent Cantek’in senaryosu ve Berat Pekmezci’nin çizgileriyle…
Dumankara
İsli sabahçı kahveleri, ekmekle soğan, nam için yaşayan hikâyelerin mahallesi. Kaledibi, Altındağ, Eskitepe. Kabadayı yevmiyesi. Azap ceketi, hayal hançerleri, yıkıldı yıkılacak ahşap evler, teneke çatılar, güvercin taklaları, afyonun ve tütünün saati. Şıngır mıngır sofralar, Allah’ın inayetine şükran. Yerdeki kel halılar, ahbapsız apartmanlar, siyahî gündüzler, şehirdeki tezek kokusu, eskiyip cızırdayan plaklar…
İsyanım sana Ankara. Işıklı ve gülümseyen Cömert Ali. Kürdün gazeli, Fidayda’sız duramayan Angaralı. Hüzün kalbimize çökmüş uzun bir cümle… Biz bu kavgayı kaybettik!
Dumankara, Hayat Bir Yangındı albümü, Ankara’yı 21 hikâyeyle anlatıyor, yeraltının dumanını tüttürüyor, sokağın kirini konuşuyor. Perdesi kısa gelmiş evi, kale arkasını, çıldırmasa görülmeyecek yoksulları, para kokan âlemleri, “Lan sen ne alçaksın dünyayı” dönderiyor…
Türkiye’de çizgi roman, mizah dergileri dışında üretilmiyor dense yeridir. Çizgi roman albümleri daha önce tefrika edilmiş yayınlardan derlendiği için bağımsız kitap tasarılarına ise handiyse hiç rastlanmıyor. Dumankara, Hayat Bir Yangındı, bu bakımdan yepyeni ve benzeri olmayan bir kolektif çalışmanın ürünü; 1916 yılından günümüze değin tamamı Ankara’da geçen, senaryosu Levent Cantek’e ait edebî nitelikli 21 hikâyesiyle 19 çizeri bir araya getiren önemli bir grafik roman seçkisi… Her biri kendine özgü farklı bir estetik anlayışla hikâyeleri yorumlayan çizerler, enerjik ve güçlü bir albüm sunuyorlar.
Ayhan Hayrula, Berat Pekmezci, Çağrı Coşkun, Emre Yüce, Ender Özkahraman, Ethem Onur Bilgiç, Gökhan Güneş, Mert Yavaşca, Murat Başol, Murat Gürdal Akkoç, Onur Atay, Ömürden Bakaçhan, Sefa Sofuoğlu, Sümeyye Kesgin, Taner Duran, Uğur B. Sertçelik, Uğur Erbaş, Utku Yavaşca ve Zeynep Özatalay’ın çizgileriyle…
YAZARLAR HAKKINDA
İlk çizgi roman senaryosu 1985 yılında Korku dergisinde yayımlandı. Doksanlı yıllarda çizgi roman fanzinleri çıkardı. Serüven, Çizgi Roman Araştırmaları Dergisi ’nin yayın yönetmenliğini yaptı (2004-2007). Çizgi roman ve mizahla ilgili kitaplar yazdı. 2007 yılından itibaren çeşitli dergi ve çizgi roman albümleri için senaryo yazmaya başladı. Halen İletişim Yayınları’nda Türkçe edebiyat editörü olarak çalışıyor, tv dizisi ve film senaryoları yazıyor.
Çizgi roman albümleri: Deli Gücük serisi, Osmanlı Taşrasından Korku ve Dehşet Hikâyeleri (Kamra, 2009), Alacakaranlık Zamanlar (Kamra, 2010), Zifirname (Flaneur, 2013), Dumankara, Hayat Bir Yangındı (İletişim, 2013), Emanet Şehir (İletişim, 2014).
1986 İstanbul doğumlu. 2008 yılında Marmara Üniversitesi Grafik Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli reklam ajansları ve dergilerde illüstratör ve sanat yönetmeni olarak çalıştı. İlk çizgi roman çalışmaları Dumankara, Hayat Bir Yangındı (İletişim, 2013) albümünde yayımlandı. Halen İstanbul’da illüstratör/sanat yönetmeni olarak çalışıyor.
(26)