“Gök ile yer arasında köprü kuran asa misali, Bâtın ile Zâhir arasında gidip geliyor insan” “Hazır mısın?” “Hiçbir zaman hiçbir şeye hazır olmadım.” “Korkuyor musun?” “Korkmadığım anım da olmadı.” “Neden buradasın?” “Nerede olduğumu hiç bilmedim. Belki de olabileceğim başka bir yer yoktu.” “Başlayalım mı?” “Her başlangıç bir son… Yeni bir sona başlayalım.” Bir yanda Zâhir, […]
DevamıYa her şey aşktı ya da aşk hiçbir şeydi! Seni de, beni de fena kandırdılar. Aşk diye bize anlattıkları, hayallerini kurdurdukları gerçek aşk değildi. İnsanın insana duyduğu aşk, “yasak elma”nın ta kendisiydi… Önce kadın ısırdı elmayı, sonra erkek ve her şey bu andan sonra şekillendi. Savaşların, paranın hükümdarlığında, korku imparatorluklarında, aşk en çok korkulandı ve […]
Devamı“Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir” diyerek çılgınlık derecesinde “oyuncul” romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeye ve insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin anlatıldığı düşsel/tarihsel bir yolculuğa çağırıyor bizi. Batı’dan Doğu’ya, oradan da Yeni Dünya’ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar süren bir yolculuktur bu. Batı, acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe […]
DevamıParti’nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu. George Orwell’in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin […]
DevamıBak Mutfakta Kim Var! Ajda Pekkan’dan kahvaltıların vazgeçilmezi yumurta; Ali Sabancı’dan geceyarısı helvası; Bekir Coşkun’dan kara gün aşı; Beyazıt Öztürk’ten süzme kuzu kol tandır, Doğan Hızlan’dan sıhhi karnıyarık; Ertuğrul Özkök’ten tek kişilik “hakuna matata” salatası; Haşmet Babaoğlu’ndan tutku böreği somonlu milföy; İnci Aral’dan avokado salatası; Kadir İnanır’dan hamsi kuşları; Lucien Arkas’tan […]
Devamı