Balyoz Gizli Tanık Ve Gezi Parkı-Nuh Mete Yüksel
Hukuk Devleti olmasaydık, devletimizin temel kurumları, insanlarımız arasındaki münasebetler, hukuk kurallarına göre tanzim edilmeseydi ne olurdu? Orman kanunları ile yaşayan bir toplum olurduk diyebiliriz. Ağzı kanlı zalim sırtlan nasıl zavallı ceylana hayat hakkı tanımazsa, doymak nedir bilmeyen iştahı bir türlü kapanmayan komprador zayıfları, güçsüz insanları devamlı sömürür, ezer, adeta hayat hakkı tanımazdı.
İslam dininin ilk çizgisi adalet olmuştur. İslamiyet kul hakkına büyük önem vermiştir. Allah, “kul hakkı ile yanıma gelmeyin” demiştir. Toplumda en yüksek mertebeye sahip kılınmış şehitlerin, kul hakkı hariç bütün günahları affedilmistir. 2. Halife Hz. Ömer adaletin simgesi olmuştur. İslam tarihi Hz. Ömer’in adaleti tahakkuk ettirmek için gerçekleştirdiği örnek hareketleri, menkıbeleri ile doludur.
Ankara Hukuk Fakültesinin açılışında “Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında hissettiğim saadeti, hiçbir teşebbüste duymadım” diyen büyük Atatürk, hukuk alanında da devrimleri gerçekleştirmiş ve Adalet müessesesini yurdumuzda örnek bir şekilde işlemeye başlamıştır.
Ancak, Adaletin bu yüce ve ulvi görevini gereği gibi yapabilmek için yansız hareket etmesi gerekir. Hak dağıtma görevini yerine getiren Hakim ve Savcılarımız, yansızlıklarını kaybederek, belli siyasi görüşlerin, dini akımların etkisi altına girerlerse, özellikle siyasi iktidarların etkisi, hatta emri altına girerlerse, yetkilerini kötüye kullanırlarsa, o zaman adalet insanlar için bir zulüm aracı haline gelir. İnsanlar acı çeker, mağdur hatta mazlum duruma düşerler.
Devletimiz, güçlü ve yansız bir adalet sayesinde yükselir, kuvvetlenir, insanlarımız mutlu olur.
Güçlü, yansız bir adalete sahip olmak temennisiyle…
YAZAR HAKKINDA
Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Eski Savcısı…
(12)