Ateş, Güneş ve Ada – Ertürk Akşun
Hayat, sizden artakalanların toplamıdır: acıların, aşkların, hayallerin…
“İyi bildiğim bir şey var. Eğer yaşamımın bir celladı olacaksa o ben olmalıydım.
Birilerinin insafına kalmış bir yaşamı, korkaklara bırakıyordum. Yeni bir yol beni bekliyordu ve ben bu yolculuğa çıkmanın heyecanı içinde çırpınıyordum.
Eğer siz de bir gün yolunuzu kaybedecek olursanız, o yolu bir daha aramayın; bırakın o yollarda başkaları yürüsün. Siz kendinize henüz hiç kimsenin yürümediği yeni bir yol bulun, neyle karşılaşacağınızı bilmeseniz de…”
Ateş, taşradaki kabuğunu kırmak için yola çıkan genç bir erkeğin macerasını anlatıyor. İlk aşkların acemiliklerini ve hayal kırıklıklarını, şimdiye kadar hiç kimsenin denemediği bir samimiyet ve cesaretle anlatıyor. Özgürlüğün keşfine varan sonsuz yolculuğun bütün iniş ve çıkışlarını hiç sakınmadan dile getiriyor.
İnsanın kendini bulması için önce kendisinden ve bildiği her şeyden cesurca ayrılması gerektiğini bize gösteriyor.
Bilinmeyen cenneti arayanlara…
(Tanıtım Bülteninden)
YAZAR HAKKINDA
1969 yılında Çorum’da doğdu. Trakya Üniversitesi’nde Fizik okudu ama hayatı hep edebiyatla ve kitapla kesişti. İyi de oldu. Kitapçılık yaptı. Yol üstündeki kitapçı sergisinden kitapçı tezgâhlarına, yayınevi sahipliğinden mağaza müdürlüğüne, satış müdürlüğünden satın alma müdürlüğüne, sonunda da Genel Yayın Yönetmenliği’ne… Şu anda Destek Yayınları’nda bu görevi yürütüyor.
(40)