Bilal Sami Gökdemir Kitapları
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı – Kilitli Kitap
Yapayalnız bir adam… Suya düşmüş hayaller… Bir türlü uyanamadığı acımasız rüyalar… Aralanan umut kapıları… …ve İstanbul’da başlayıp Kapadokya’da son bulan soluksuz bir yolculuk… Kerem, hayatın kendisine peş peşe attığı sillelerin ardından kendi kuracağı dünyası için uzun bir yolculuğa çıkar. Hiç görmediği babası, hayatının anlamı olan annesi, çok sevdiği kız arkadaşı ve onlara dair anıları artık yanında değildir. Şimdi, hiç tanımadığı insanların anılarını toplamanın vakti gelmiştir. Yolculuğu boyunca hayatına giren insanlar, Kerem’in yola çıkarken kurduğu en güzel hayalleri ile vedalaşmasına sebep olmuştur. Göreme’de açtığı Çok Kullanılmış Kalpler Dükkânı’nın namı kısa zamanda ülke sınırlarını aşarak dünyaca ünlü yıldızların bile cazibe merkezi hâline gelir. 303’üncü sayfaya kadar insanların en değerli anılarını toplayan Kerem, bundan sonra müşterilerinin geri gelmelerini bekleyecektir. Yalnız bunun için okuyucuya çok büyük bir görev düşer. Okuyucu, 303’üncü sayfaya kadar verilen şifrelerden yola çıkarak kilitli kalbin şifresini doğru girerek kalan sayfaları okumalıdır. Sonra mı? Sonrasını, kitabı okumadan anlayamayacaksın. Kendine güveniyor musun? Bu yolculuk senin… Yolun açık olsun. Kitabın içinde geçen olayın aşkla alakası yoktur. Aşkın, bu olayla alakası vardır. “Aşığım” diyenler bu kitabı okumasın. Çünkü aşk, “Aşığım” diyemeyecek kadar halsiz bırakan bir haldir.
Şu Saatte Orada Mıydın?!
Bu kitabın son sayfası neden yırtık?
Beş arkadaş üç günlüğüne bir adaya tatile giderler. Dönecekleri günün sabahında içlerinden birini odasında ölü bulurlar. Olaya dedektif el koyar.
Ve okuyucunun macerası başlar…
Kitabın başında okuyucuya birkaç ipucu verilir. Bu ipuçlarından bir tanesi “Yırtık Bir Roman Sayfası”. Okuyucu son sayfaya baktığında sayfanın yarım diklemesine yırtık olduğunu görecektir.
Bu yırtık sayfa aslında bir ipucudur. Okuyucu son sayfaya geldiğinde, bu sayfanın neden yırtık olduğunu ve katilin kim olduğunu bulmaya çalışır.
Demek buraya baktın. Ama burası “orası!” değil.
Peki söyle o zaman.. Şu saatte orada olmak ister miydin?!
Evet mi? Peki. Bunu sen istedin..!
Şimdi birkaç adam düşün… Ya da neyse neyse! Düşünme!
Bir ada hayâl et… Yok, yok! Unut, gitsin!
Ne idüğü belirsiz, karmakarışık, Yok artık!” dedirtecek, en afallatıcı birkaç olay say… Dur, dur! Sayma!
Dünyada en çok olmak istediğin yeri söyle… Boşver! “Orası” kesinlikle orası değil…
Bir ada… Birkaç adam… Ve esrarengiz olayların envai çeşidi…
Yok… Anlaşıldı! Sen bu kitabı okumadan şu saatte orada olup olmadığına asla karar veremeyeceksin!
O zaman söyle… Şu saatte orada olmak ister misin?!
Hem sen hiç son sayfası yırtık bir kitap okudun mu?
Bu kitabın son sayfası neden yırtık?
Okumadan asla anlayamayacaksın!
Hazır mısın?
Madam Bravo Harfleri Değiştir
Madam Bravo, kitabın içinde geçen cinayeti araştırmaktadır. İlerleyen sayfalarda öldürülen kişinin ölmeden 1 gece önce yazdığı bir mektup bulur. Bu mektubun zarfı açıldığında (112’nci sayfada) okuyucudan, kitabın arka kapağındaki üçgen şeklindeki kazıma alanını bir metal para ile hafifçe kazıması istenir. Okuyucu, bu alanı kazıdığında, Madam Bravo’nun açtığı zarfın içinden çıkan şifreli notu burada görür ve kitabın kalan kısmında bu şifreyi çözerek olayı aydınlatmaya çalışır.
Dur!
Hayatının en can sıkıcı olayını hatırlıyor musun?
Hatırla!
En son ne zaman çıldıracak gibi hissettin?
Hisset!
En terleticisinden bir kâbusta cümbür cemaat tüm karabasanların canını çıkarmaya çalıştığı bir canlısın.
Düşün!
Herkesin kahkahalarla güldüğü bir anda ağlamak istediğin bir zaman olmadı mı?
Karar ver!
Seni unutan birinin senin için asla unutulmaz olmasını göze alabilir misin?
Unutma!
Zamanın silemediği hiçbir anı, ölümün sona erdiremediği hiçbir acı yoktur. Bunalımın had safhada olduğu bir dönem… Tarihî bir Londra sonbaharına yolculuk… Hayatını değiştiren bir insan… İlginç şifreler… Nefes kesen olaylar… Ve büyüleyen bir hikâyenin esrarengiz sonu…
Bak… Bir harf, hayatını ne kadar değiştirebilir? Okumadan asla anlayamayacaksın! Takip et!
(17)